Yaşlanıyorum
İnce düşüncelerin, nabza göre şerbet ikramlarının zamanı bitti.
Neysem o olma zamanındayım
İncindiğim kadar incittim
Acım kadar acıttım
Ve artık yanımda yakınımda olana, şefkate, alakaya, nezakete açık yürek çarpıntılarım
Dostluğun menfaatten üstünlüğüne
Aşkın iki günlüğüne
Her gülüşün mutluluk getirmediğine farkındalığın zamanındayım
Zaman demişken, ona bırakılan her şeyin ilaç değil de zehir gibi hücrelere yayılıp acıta kanırta insanı nasıl öldürdüğünü, öldürmese de süründürdüğünü anladığım yaştayım
Evet yaşlanıyorum
En güzelinden, en çirkininden, en mutlusundan, en mutsuzundan, en yaşanmışından, hiç yaşanamamışlardan, geçmişin ve geleceğin her koşulundan koşulsuz geçiyorum ve gidiyorum.