Bastığın bu toprak kırıntıları bana senin izini bağışlıyor
Penceremden sızan bu soğuk hava senin nefesini taşıyor
Sana dair her anı benden kayıp giderken izinsizce
Seninle bağlantılı her ayrıntı beni kucaklıyor başka kollarla
Kaç şiirde daha senin adınla ağlamam lazım ki
Feryatlarım sana ulaşsın ve fark et beni
Mutluluğuna bir toz olacaksam kahretsin beni bu fırtına
Sonunda beni göresin kalmayacaksa yansın sana çıkacak yollarım
Hangi satırda sarılabileceğim sana
Sesin yankı yankı büyülerken kulağımı
Gölge bir acı sızıyor kalbimin kapısından
Dudaklarından onun detayları akarken aklımın sınırlarına
Kendimi çok değersiz ve fazlalık hissediyorum
Bu hisleri bastıramadığım için cezalandırılıyorum
Senin için refleks gibi olan bu sözler benim için yılların oyunu gibi
Bir oyun ki sanki kalbim acı çeksin diye tasarlanmış her şeyi
Korkuyorum çünkü seni tamamen kaybedebilirim
Kaybedersem kalkamam küllerimin arasından
Daha bir kez sarılamadan, sevemeden saçlarını
Dinmeyen gözyaşlarım doldurur bu sokakları
Sana elimi uzatmaya korkuyorum çünkü bilmiyorum
Geri tutmak mı istersin yoksa seçer misin itmeyi
Hangi yara bandı örtebilir senin izlerini
Yine senin düşüncelerine dalıyorum kesmek için nefeslerimi
Nereye kadar devam edecek senden habersiz seni sayıklamam
Belki de gereken şey hislerimi sensize saklamam
Sahteliği önemli olmayan bir gülümseme bulmalıyım
Maskeyle de olsa sana mutluyu oynamalıyım
Senin huzurun için çabalamalı ve kendimi arka plana atmalıyım
İdam sehpama çıktım yeşilim
Bana mutluluğun için yapmam gerekenleri söyle sırasıyla
Son adımımla birlikte burayı sana orman yapmalıyım