Neydi ki bu hisler, neydi ki bu yaşanmışlar ve yaşanacaklar...
Kalbim, bir ormanın içinde en derinliklerinde bir karamsar kulübenin içinde, en ücra ve dip köşesinde yer alan, fırında unutulan kurabiye misali, uzuvlarının sonlarına kadar yanmış, kül olmuş. Kara KAPKARA bir kalp.
Lanet olsun ki geçmişe, lanet olsun ki yaşanmışlara, lanet olsun ki BANA.
LANET OLSUN Kİ HÂLÂ EZİK OLAN BANA.
Ne kadar kendimi olumlu düşünceye yönlendirmeye çalışsamda, sonuç tepe taklak.
Hayat tan tek bir isteğim var o da uzaklaşmak.
YALNIZLIK.
Tülin*
2024-07-04T22:17:47+03:00Pek bir sevinç olacağını düşünemem ama denerim. Yorumun için teşekkürler 🙏🏼
Atakan Celisi
2024-07-04T22:15:07+03:00Yazınızı okuyunca aklıma Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın şu sözü geldi: “Benimle ve edebiyatımla meşgul olana lânet olsun. Ben karanlık yolumda yalnız gideceğim.” Kafamızın içindeki kara dumanları hiçbir rüzgâr süpüremez. Ancak kederin insana sıhhat veren bir tarafı da vardır. İnsanı keyiflendirir. Siz yine de bir parçacık yer ayırın yaşama sevincine. Ne olur ne olmaz!