Yalnızlığımı hapsettiğim duvarların
içinde boğulmaktayım.
Pencerelerimde siyahi perdeler,
gün ışığı da yok.
Geceden kalma şişelere takılıp
kırıyorum onları.
Sonra oturup ağlıyorum başında,
sonra aniden gelen bir kahkaha.
Saçlarım uzamış bir hayli,
üzerimde günlerdir yıkanmayan bir elbise.
Radyo açık kalmış;
Siyasi gündemler, duygusal parçalar
ve soğuk espriler vardı devamında.
Kalktım.
Yürümeyi unutmuşum adeta
tökezleyerek girdim mutfağa.
Dolap boş, maşa boş, tezgah boş...
Tıpkı ben gibi.
sena ergüneş
2020-07-09T13:06:40+03:00Ben teşekkür ederim yorumun için.
samed
2020-07-09T00:39:39+03:00merhaba sena, şiirini okurken bir öykü okuyor gibi hissettim kendimi. az kelime ile çok şey anlatmak marifet olsa gerek. şiirini bizlerle paylaştığın için teşekkürler.