İrkilip, telefonumu aramaya başladım. Telefonum, telefonum, telefo... Kaybolan sesimin arasında oturdum. Ne oldu dedi. Hiçbir şey, bende yatıyorum dedim. Babam artık beni aramayacaktı. Ona bir şey olursa, acil bir telefon, mesaj gelirse diye ihtiyacım yoktu. Sürekli acil durum olabilir hissiyle iki sene yaşamak mı yoksa babam öldü diye rahatlamak mı? Sahile doğru yürürken ayağımın altından kayan minik kayalar düşüncelerimde ki sessizliği bölüyordu. Kafamı göğe kaldırdım. Dedemle beraber midir acaba diye düşündüm.
Sanki yıldızlar gideceğim yöne doğru yol gösteriyor, ağaçlar bile ona göre şekillenmişti. Bugün yeni hayatımın ilk günü baba dedim. Sanki karşımdaymış gibi onunla konuşmak iyi geliyordu. Ben ne anlatırsam anlatayım mutlaka dinler, analiz yapar ve en mutsuz anlarımda bile konudan şaka üretip beni güldürürdü. Ölmeden önce hep neler yapacağımı konuşurduk, bak şunlara dikkat et. Planın olsun. En son uzandığı günlerde, nerelere gideceğimden bahsederdik. Bende seninle gelirim derdi. Gelirsin tabi ya derdim. Kalbimde nereye gidersem gideyim, artık benimle gelecekti. İyi geceler baba.
Nada, hadi nerde kaldın diye seslendi Buğra. Geldim dedim. O gün hep birlikte denize girdik. Ormanda yürüdük. Verdiğim savaşlar içinde tuttuğum nefesi verdiğimi hissettim. Sonunda sevdiklerime sarılıyor, güzel anılar inşa ediyordum. Artık yorgun değildim, artık üzgün değildim. Hiç yalnız olmadım, olmayacağım dedim. Ceku şimdi gittiğimiz her yerde elimi tutuyordu. Güneş daha parlak, yollar daha aydınlık görünüyordu. Mutluluğun tadına varmıştım, kalbimde yeniden umut yeşeriyordu. Akşam ateş başında sevdiklerimle oturup, eski komik anılarımıza gülerken, evet ya sonunda kendimi buldum dedim. Yol, ilk soruma cevap vermişti. Anı yaşa, anda kal. O gece huzurla uyudum, doğan güneş bana umudu da doğur diyerek kalbime fısıldadım, huzurla uykuya daldım.
İkinci gün veda vakti gelmişti. Nereye dedi Ceku. Dünyayı görmem lazım diyebildim sadece. Kendim için mi vermiştim bu sözü, babam için mi hiç emin değildim. Ama sonunda hayata yeniden başlayacak, yeniden sevecek ve hatta kahkaha atacak gücü içimde uyandırmıştım. Peki ya biz dedi Ceku, gözleri yere bakıyordu. Hayal kırıklığını gördüm, gözlerinden bir kaç saniyeliğine geçen hüzün, kalbime dokunmuştu. Belki bir gün bir yerde, yine doğru zamanda dedim. Artık bana takılan bütün prangalardan azade olmuştum. Yeni hayatıma, yeni yüklerle başlayamazdım.