Yol kenarındaki korkuluklara soruyorum
ağzımdan çıkan sesi gübreliyor
dokunduğum şimdiler
prematüre kelimeler saklıyor küçük dilim
masada bir adam
tablodan sarmaşıklar çıkartıyor
İyi bir hokkabaz, iyi akıl hocası
ama şapkadan bir türlü çıkmıyor tavşan
acı kahveler gibi
olgun, gövdeli
saklanıyor
oysa ben
onu görmek için izledim.
bir çay geliyor masaya
bir tren geçiyor masadan
telgraf direkleri altından
zeytin toplayanlar yürüyor.
ben
görebilmek için baktım.
akşamın çocukluğu
oyun oynuyor gecenin ergenliğiyle
silik ışıklı anason kokulu masalara
buzlu badem satıyor
oturamayışın yoksulluğuna
keşkeler tükürerek
ve hak iddia ederek şunun bunun üzerine
iskemlede oturuyor
ben
kalkıp gitmek istedim.
tan vakti zengin ama geçici bir şehvet gibi
basit şeylere sövüyor
dokuzuncu koğuştan adamlar topluyor
öfkeden terleyerek
ve bilinmez bir nedenden keyiflenerek...
kuyunun karanlığı,
ekmeği çıplak elle tutuşumu bastıramıyor
çünkü ben
o eller için büyüdüm.
Sinan Kurşun
2021-10-14T00:49:09+03:00Yorumlarınız için tek tek teşekkür ederim. Keyif dolu ve verimli bir sonbahar dilerim.
Haneke
2021-10-13T19:50:06+03:00Şiirlerinizi beğeniyle takip ediyorum. Tebrikler. 👏
Jean Valjean
2021-10-13T19:43:58+03:00oturamayışın yoksulluğuna
keşkeler tükürerek
ve hak iddia ederek şunun bunun üzerine
iskemlede oturuyor.
Gayet iyiydi. Tebrik ederim.