Şimdi yoldayım, şu an akıyor yol ve zaman. Akımın içinde yazıyorum girdapta döner gibi. Şimdi şu virajı da dönersek bambaşka bir açı ile bakacağım şu an ara ara başımı kaldırıp baktığım manzaraya. Belki daha da sevimsiz gelecek insan kalabalığı, belki beni de çekecek içine. Hala satılıyor mu elma şekeri? Az önce gördüm, önünden geçtiğimiz bir pastanenin vitrininde duruyordu. Hala duruyor mu acaba? Rüzgarın uçuşturduğu kağıda takılıyor gözüm, geçip gidiyoruz o henüz havadayken. Sahi, yere düştü mü acaba?


Beni fark eden oldu mu acaba? Vitrinlerin tadını, kokusunu almaya çalışan beni... Kağıdın uçuş macerasında ona eşlik etmek isteyen beni... İnsanların suretinde niyetlerini görmek isteyen beni...


Hepsi de çok yorucu. Aslında bir o kadar basit ama yorucu kılmışız, yorulmuşuz.


Yoruluyorum.