''Hikaye tarihteki en büyük fatihle başlıyor, bu fatih olağanüstü hoşgörülü ve uyumlu, dolayısıyla insanları ateşli taraftarlara çeviriyor; bu fatihin adı para. Aynı tanrıya inanmayan ve aynı krala itaat etmeyen insanlar seve seve aynı parayı kullanıyorlar. Amerikan kültüründen, Amerikan dininden ve Amerikan siyasetinden nefret eden Usame Bin Ladin, Amerikan dolarına bayılıyordu. Peki tanrıların ve kralların başaramadığını para nasıl başardı?''
Yuval Noah Harari, İsrailli tarihçi ve yazar, kendisinin ayrıca beş altı tane Ted Talks'ı da var, internetten ulaşabilirsiniz.
Kitaba geçecek olursak; kitabı bilişsel devrim, tarım devrimi, insanlığın birleşmesi, bilimsel devrim ve son söz olarak da tanrılaşan hayvan başlıkları altında tarihteki çoğumuzun bildiği önemli olayları yazarın gözünden okuyacaksınız, ki birçok tarihçinin aksine farklı bir üsluba ve bakış açısına sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz kanımca.
Evet, okuduğumuz kitap bir tarih kitabı ancak okulda anlatılanlardan çok daha farklı ve gerçek, dahası tarihin bilindik sıkıcılığından uzak ve yer yer sarkastik bir anlatıma sahip yazarın üslubu. Bunlar da okumayı keyifli hale getiriyor. Mesela yazar, tarım devrimini buğdayın evcilleştirilmesinin aksine insanın evcilleştirilmesi olarak görüyor ve ''daha fazla sayıda insanı daha kötü koşullar da altında da olsa hayatta tutmak'' diye de ekliyor. Atalarımızın tarih boyunca para, güç, zafer için kültür denilen o yapının arkasına sığındıklarından bahsediyor ayrıca. İnsanlık için güzel olan, dünyayı ileriye taşıyan her devrimin insanlıktan ve diğer canlılardan neler götürdüğünü çarpıcı biçimde anlatıyor. İnsan sahneye çıktığı an nasıl diğer canlıların yaşam haklarını fütursuzca elinden alıyor görüyoruz. İnsan bencil bir hayvan tanımı ne eksik ne de fazla kalıyor tam da bu noktada. Bununla ilgili olarak, çok yerinde bir alıntı olacaktır kitaptan: ''Atalarımızın doğayla uyum içinde yaşadığını iddia eden doğaseverlere inanmayın. Sanayi Devriminden çok önce, Homo sapiens en çok bitki ve hayvan çeşidini ortadan kaldıran tür olma rekorunu elinde tutuyordu. Biyoloji tarihindeki en ölümcül tür olma gibi şaibeli bir özelliğimiz var.''
Kitabı şöyle sonlandırıyor Harari: ''Ne istediğini bilmeyen, tatminsiz ve sorumsuz tanrılardan daha tehlikeli bir şey olabilir mi?'' Sanıyorum ki olamaz.