Sessizlik ve sensizlik bir kefede misket oynuyoruz
Mahallemi özlüyorum
Hem sen de yaşıyordun
Eteğini çekeleye çekeleye
Helal acılar, beynimde fink atıyorlar
Bir de haram olsa kaç ipe giderdim bilmem
Bayatından sıcağına yutuyorum acıları
Bülbülün gözlerini oydular, uçtuysa da unutsun diye
Seni benden aldılar o hep gizli özne olanlar
Biz, birbirimize acımasızlığı hiç yakıştıramadık
Bense sevgime yediremedim
Tırnakların hep törpülüydü senin
Yüzüme sille
Bayatından sıcağına yutuyorum acıları
Artık sen bana bıraktığısın ince yaprağın
Sonbaharlar sen dolu, kaçışı yok
Kahverengi ince çizik
Bu hatıra rüzgarı ve tanrının dili arda kalmışlık
İşte bunlar diyor işte bunlar
Bunca yılın sana kattığı
Kahverengi ince çizik
Yüzüme sille
Bayatından sıcağına yutuyorum acıları
Sevindiğim anlarda yanımda yoksun
Omuzlarıma dönüyorum
Biraz yana bakıyorum, biraz o tarafa
Çok da umursamazdım gerçi, değil mi
Babam öğretti sırtımı kapıyla kaşımayı
Epey yalnız adamdı ben çok da umursamazdım
Biraz yana bakıyorum
Arkama
Geride kalmışsın sen yoksun ve sanırım
Alışamıyorum
Alışamamak da babadan kaldı bana
Ertesi günü beklerken öldü adam
Ben çok da umursamazdım gerçi
Babam öğretti kırıp döküp toplamayı
Sevindiğim anlarda sen yoksun
Sanıyorum ölüsün
Çarşı izninde meydan camiinden cenaze kalkıyor
Tanıdık ahşap kokusu çam kokusu
Bayatından sıcağına yuttum acıları