Ayazda güneşin terk edişi gibiydi gidişin..

Şimdi hangi ateş ıstır

Şu üşüyen yüreğimi,

Hangi meyhane avutur ruhumun kör,

Sancıyan ruhunu...

Aşkla yazılan şiirin,

söze kısır kaldığı an gibiydi yokluğun.

Şimdi hangi lügat tamamlar

bu eksik parçayı

Hangi lisan affeder

bu bitap düşmüşlüğü..

Bir pencere ki şimdi yokluğun,

var olmuş her bir hücremin duvarında

Kör karanlık,kırık ve paslı...

Bir kuş ki şimdi hayalin

kanat çırpar göğüs kafesimde

Çırpındıkça acısı meze olur unutulmuş yaramın

Sıcak şarabına...

Çırpındıkça birbirini öper kanatlar

Tıpkı acıya kadeh kaldırmışçasına

Yenik,öfkeli ve gururlu...