Çoğunlukla hikayelerin tek kahramanı olur ve kahramanlar ilerler başarıya ulaşır,kavuşur ! hayatın bir bölümü muhakkak sevdiğine kavuşur , lakin elbet kefaret ödenir ..
.Ben biçare ben...sana emanet mektubu verdiğinde ve ellerim boş kaldığında bu hikayenin yan karakteri olduğunu anladım. sen ardına bakmadan yoluna devam ettin sanki hiç bu acıya ortak olmamışız gibi.bu hasreti paylaşmamışız gibi,
ve ben geride kalandım hatırlıyorum da yaşamaya dair olan hevesim alt üst olmuştu ve ben kalakalmıştım olduğum an'da ağaçlar sararmış, çiçekler solmuş , güneş ağarmıştı sanki .
o an yere çökmek burada sayfalarda kaybolmak istemiştim fakat bir seçeneğim daha vardı kalkmam ve kendi hikayeme başlamak.
Ve girizgahın ilk cümlesi şöyle olmalıydı "adamın onu sevmediğini anlayınca yetim kalmış çocuklar gibi içerledi ,her daim sevgi arayışında olan yüreği yine hüsrana uğradı.Aradığını yine bulamamıştı . Ama bulamadığını hep ararayacaktı öyle söz vermişti kalbine."
Usulca yerimden kalktım ve ters yönde yürüdüm çünkü benim geleceğim senin ardında değildi yanında değildi çevrende değildi çok ayrı olmalıydı çok başka olmalıydı tam zıttı bir yönde bir yol olmalıydı..
“Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.”
Tolstoy haklıydı ,belkide o şehre giden yabancı ben olmalıydım..