Hatıra ancak beni yazmaya itiyor.
Nefes alıyorum.
Kuşkum kenara çekiliyor.
Ölümsüzlük ancak o zaman çekici geliyor.
Bitecekmişiz gibi hissediyorum.
Ancak bu beni tıkıyor.
Sanırsın kırk yıllık astım hastasıyım.
Kalemsizlik gibi bir intihar.
Susmalıydım!
Susunca ellerine sığınaktım.
Elimden tutup o vakit beni sayıca ölmüş gezegene koyacaktın.
Ölümce konuşurken ben bağırırdım, bilirsin.
Cenazelerde pembe kuşak takan benim.
Kanım ıslak ve diriydi.
Astığım çarmıhlar en çok adımlarımla keskindi.
Bilirsin ki kuşaklar beni paklamaz.
Suratım astıklarımın kabristanı.
Uyuştuğum zaman ödüm kopuyor;
Yıktıklarım tek tek hücum edecek diye.
Sonumuz tinsel bir tını, bunu kabul ettim.
Ama bir şey daha var.
Her ne ise o uyruğumu zapta çağırıyor.
Irksal nüans, komple düşmansızlık falan...
Beni paklamaz.
Çamurlar çizmelerime ellerimle çizildi.
Kuşaklar nefesimi bilerek kesti.
Diyarın terki yok, develer de güdülesi değil.
Sancım ölememekten
Susmalı mıyız yani?
Sığ mı bu kadar boğulduğumuz deniz?
Kurtlar ne zaman elmayı yiyecekler ki doysunlar?
Pasaportlar kesildi mi vizesiz sulhlara?
Bitti mi bu şiir?
Zatı halince evet
Şahsım