ne büyük utanç
bu zavallı ve acınası hâl.
kınadığını yaşamadan ölmezmiş kimse,
kınananla ölünebileceğini neden söylemediler?
elim kolum bağlı,
tutsağım sırada çalan şarkılara.
boğazım düğümlü
en büyük aşklar,
ve hatta dostluklar bile ölümlü.
kadim ve daim sanılanlar
ne de kolay ölürmüş.
nelere umut bağlamışız da
hiç körün gözü görür mü?
bu satırlar geçilmeli artık.
başka bir dünyaya yeni bir yol çizilmeli,
izleri silinmeli.
içimde güzel olan her şey delik deşik
sebepleri düşününce, sonuçlar delirmelik
veda ederken bile söylemedik
son sözlerimizi.
belki son bir konuşma?
hayır.
tekrar görüşmedik.
sonlar başlangıçların ebedi dostu,
başlangıçların haberi yok olan bitenden.
dağ her şeyden haberdar ama
tavşanı suçlu görmüş her şeyden.
inanır ki yalnız gelir üstesinden,
kar rüzgar eksik olmasa da tepesinden.
şimdi bu zehirli su yolunu bulur mu bilmem
fakat akmayı bırakacak hâli de yok.
yoluna devam bildiğinden.