Artık mide bulantısından başka tat kalmıyor damağımda
Gülüşlerimin sesi arttı ama duyulmuyor kulaklarım tarafınca
Ayak uydurmaya çalışmıyorum da neyden yön bulup yürüyor adımlarım
Düşündükçe hoşnutsuzluğuma maddeler bulup sayıklarım
Prosedürlerini yerine getiremiyorum hayatın
Problemi bulsam çarpanlarına ayırırdım
Yalnızlığıma mı yoksa kalabalığıma mı çare bulmalıyım
Hatırladığım küçük mutlulukları ceplerime sıkıştırıyorum
Damağa mide bulantısı galeyan edince
Haplar yerine artık suya bunları karıştırmalıyım
Anımsıyorum benim dünyam da bir zamanlar yeşildi
Mesela mahalle maçlarından dönünce
Mutfak çeşmesine koşup su içme yarışması düzenlerdik
İnce belli çay bardağına doldurulurdu sular
On bardak su içtiğini ilan etmek için
Tek problemimiz karın ağrısı olurdu yudumlardan
Karnımız guruldardı tuvalet sırasına girerdik
Ama artık şu anki benim dünyamda
Nefes almak bile karın ağrısı olabiliyor
Hayır bağırsaklarım çalışıyor ağrı karnımda değil
Karanlık çökünce hep yansımalar yanılsatıyor beni
Dünya 24 saat gün ışığı borçlu bana
Anne gölgeler ve floresanlar hep yalan söylüyor
Mühimmatlı tanklar kuluçlarımda geziyor
Dünyamı baloda savaşa kaldırmak için
Oysa ben doğduğumdan beri mevzideyim
Mayınlara basmak istemiyor parmaklarım
Dünya ise bizi dansa kaldırmakta pek istekli
Geldinse buraya oynayacaksın diyorlar hem de kuralına göre
Kural denilince avucumda birleşiyor parmaklarım masanın altında
Masaya vuramıyorum yumruğumu çünkü ben de bu oyundayım
Altına hasır serip olgunlaşan meyvelerini
Dut ağacı gibi silkeleyip alıyorlar ellerinden
Bize bana sana ise elmayı yemek kalıyor
Bile bile elmayı yemek...