Bugün yeni bir ömür. Yalnızca yirmi yaşında yeniden doğmuyorsun artık o otobüs sırasında önüne geçen ve yüzlerini saklamaya çalışan iblislere de kızamıyorsun...
yokluğunda yelkovanın rüzgari
zamanın akışı hızı
kaçıp gitti zaman sanki elimden
rüzgarı kesmek zamanı durdurmak istedim
geçmişe dönmek hatalar yapmamak ...
İlk heyecanım yok içimde
Cennetimin çiçekleri bir bir solmuş
Havaya sitem ediyor kendince
Gelmiyor elden bir şey
Al cennetini başına çal
Bana heyecanımı...
mezarımın başı çalı çırpı dolduğunda
o zambakları başkasına götür artık
döktüğün yaşlar sanma yeşertir aşkı
ben sana değil yalancı bahara aşığım
sevdiğin...
Çekildiğim kabuktaki yalnızlığa
Bana reva görülen geceye
Sessizliğe dört duvara
Sonsuzluğa bir elveda
Gece olduğunda
Açsa da ağaç meyve vermez artık
Hevesimle bir savaş içinde
İçimdeki küçüğün hisleriyle
Elimi attığım her dal
Verdiğim her can suyu
Ne içimdeki alevi söndürebildi
Ne kuruyan dalları can...
sen bizi kalabalıktaki yalnızlığa
zambaktaki hastalığa mahkum ettin
paslı puslu da olsa yüzünü gördüğümde
hala heyecanlanıyorsam benim hatam
elleri bağl...
İçimdeki hayal kırıklığı kime
Veya yaşadığım sinir niye
Neyin uğruna üzgün yatıyor geceleri
Bir hayli sorumsuz kalkıyorum sabahları
Bilinmezlikler herkes...
Koş çiftçi
Samanlık yanıyor.
Gariban çiftçi
Gönlü yanmış
Tüm mahsülleri kara
Ona bi balta vurmuşlar
Kopmuş ruhu
Pek karanlık
tek vuruşta.
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok