Ne zavallı şu benliğim. Çıplak geldiği dünyada kat kat giydirdi kendini. Kibirden kaleleri ardına sığınabilirim zannetti ipekten peleriniyle. Oysaki yağmur y...
Savaş içinde savaş bu çağın adı. Elin silah tutmasına var mı ki gerek; kopart ruhundan birkaç duygu kırıntısı, diz bir masanın etrafına, uzaktan seyret. İlk ...
Sana bir limon yaprağı sakladım.
Zor zamanlarında kokla diye.
Önce avucunda iyice ez.
Bir değirmen gibi,
Öyle bir ez ki,
Yapraklar, avucunda kar taneler...
Bi' döngü içinde yaşamaktayız, beyler ve bayanlar. On yaşındaki bir çoçuğun kurduğu evcilik oyununun birer kahramanıyız hepimiz. Hiç durmadan dörtnala koşan ...
Bugün özlemekten bahsetmek istiyorum. Bilineni ve bilinmeyeni özlemekten. Bilineni özlemek diye bir şey var. Bir an, bir mekan, bir koku, bir insan ne gelirs...
Çocukken çıplak ayak
yürürdük kaldırımlarda
Dünya güzelken
Geceler hala aydınlıkken
Umudumuz yitmemişken
Büyüdük sonra
Ruhumuza dokundu eller
Her ruha...
Ağaçtan düşen bir çınar yaprağı gibi
Sonsuzluğa doğru sürükleniyor sanki hayatım
İnsanların hayranlığını kaybetmiş gibi
Yardım istemeden
Yardım çığlıklar...
-Biliyor musun babaanne, başımı kaldırıp göğü göz bebeklerime doldurabiliyorum ama yine de kendimi özgür hissetmiyorum ben.
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok