Bir buhrandır ki dikenli tel gibi sarar halet-i ruhiyemi
Müteavvic gövdeme merkuz bir hançer gibi ölüm
Kaburgalarıma mıhlanmış bahek söndürmüş, fesada gir...
Uyuduğunu biliyorum, uyandığını ardından
Karanlıkların ardında örümcek ağlı duvarlarımın içinde
Kurşuni gök kubbenin altındaki bıçaktan yolları gözlüyorum...
Issızdı zaman, yaşamsız ormanlar içinde bir yerde
Yüreğimi kemiren bir içgüdü baş gösteriyor
Kapıların aralıkları hep buzdan ve karanlık
Ne ben çıkabil...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok