seni sevmek gökyüzünü içimde taşımak gibi
güneşli günleri, sağanak yağmurları, fırtınaları
göğünden yaralarıma yağan dolu yağmuruna tutulmayı
içime sığdır...
suskunluk bedenimi yavaş yavaş ele geçiriyor
konuşacak tek kelime yok içimde
bağıracak, haykıracak, dillenecek
tek his yok.
yalnız ağlamak geliyor içimde...
Ellerin diyorum
ömrümün yağmuru olan ellerin
kimin gecesine gün doğuruyor?
hangi karanlık sabahlara umut oluyor?
kimin içini yıldızlara esir ediyor?
bu ...
Bazı anlar kalbimin olduğu yerde boşluk hissi bağırıyor
gözlerimin gördüklerinden fazlasını hissedemiyorum
kalbim kör bir bıçak gibi canımı acıtıyor
kesem...
Çaresizliğimin bu denli dağ oluşunu
fark etmemişim bunca zaman
aylarca kendimden kaçmışım, sana koşmuşum
huzuruna sığınmışım, seni dilenmişim
şimdi saat...
Hüznümdeki ziyan olmuşluktan bahsetmiş miydim?
düşe kalka katettiğim yolları
içim parçalana parçalana tekrar koşmayı istediğimi
söylemiş miydim?
Ne dinle...
Yalnızlık, pençelerini omuzlarıma geçirmiş
savuruyor beni
ruhumu teslim etmek üzereyim tırnaklı pençelere
daha fazla insanlara katlanamam
Sırtımın bıçak ...
Gökyüzünde uçan bir kuşa
dipsiz bir kuyudan bağırıyormuşum gibi hissettiriyor
kelimelerle savaşım
içimde yaşayan hayatların
alıp verdiğim nefeslerin
her...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok