Ergin Bozkurt

Yavaş ol kaygan bir zemindeyim

Acıma değip geçme 

Az da olsa alış

O senin en büyük hediyendir 

Bitmez bir yolda iz sürerdim

Ama bu biraz da yolun sonuna...

Ey yerde akan su, üşütme gülümü

Kırma incecik dalını

Dökme solgun yapraklarını

Sarıl diye bıraktım kucağına

Ne olur acıtma canını

Ey gökten düşen su, üş...

Hayranlıkla izliyorum

Üsküdar motorundayız ikimiz

Anlıyorum o da bana bakıyor ara ara

Ben ona baktıkça 

Bir tanrıça görüyorum

Saçları rüzgara karışmış g...

Sokaktan besliyorum gülücüklerimi

Bundandır hep

Üstüm başım toz toprak

Direncim dağ

Direncim pamuk şekeri

Ürkmüyorum ama

Kocaman kocaman oluyor gözleri...

Yalnız senin ellerin gezinsin ömrümde. 

Beni yalnız sen mahkum eyle sen azat. 

Ve yalnız sen iste özgürlüğümü benden

ki nereye saklayacağımı şaşırmadan...

Bilmem kaçıncı senesiydi ömrümün kaçıncı ayı 

Çok da ihtiyar sayılmam canım 

Ama hiç hatırımda yok orası

Bildiğim, kaz ayağı çizgilerim gözlerimde

Mevsim...

Binelim şu eski sandala

Durgun çarşaf gibi bir denizde

Ne kadar açılabiliyorsak açılalım

Bırakalım sonra kürekleri

Nereye götürürse götürsün bizi deniz

...

Zalimin çıkarttığı yangınlara su taşırken

Mazlumun kayıtsızlığında piştim ben

Öldüğünü bilmeyen ölüler ülkesi burası

Nasır tutmuştur ellerim

El verirken ...

Beni sevmemen papatyanın suçu değil

Senin suçun hiç değil

Geriye bir ben kalıyorum bir de tanrı

Ben ne düşünüp ne yaptıysam 

Biliyordu ve engel olmadıysa...

Zamansızdın…

Ta, o ilk bana geldiğin gibi, yine zamansız çıkıvermiştin karşıma, o eski beyaz ekrandan. Küçücük bir fotoğraftı ilk gördüğüm.  Aynıydın, deği...