kubbeleşmiyor mu gökyüzü yukarıda?
durmuyor mu sapasağlam yer altımızda?
ve yükselmiyor mu sevecen bakan
sonsuz yıldızlar?
bakmıyor muyum gözlerinin için...
taşların, çayırların arasından
akıyor hızla ırmak ve dereler.
hışırtı mı duyduğum? şarkılar mı?
tatlı aşk yakınışları mı?
sesleri mi o ilahî günlerin?
u...
seni görünce hafifliyor acılarım,
tutunca seni sakinleşiyor arayışlarım,
diniyor ruhumdaki fırtınalar git gide.
sürükleniyorum açık denizlere,
ayaklarımd...
nefes nefese yakarıyorsun görmek için beni
duymak için sesimi, görmek için yüzümü;
dayanamadım ruhunun yakarışlarına:
karşındayım şimdi!
nerede kaldı ruh...
kilitli değildir ruhların evreni;
senin duyguların kapalı, yüreğin ölü!
-artık-
yıka şafak vakti ölümlü göğsünü!'
kavranamayan hoş bir özlem
çekerdi beni ormanlara ve çimenlere
ve binlerce gözyaşı içinde
hissederdim yeni bir dünyanın oluştuğunu içimde'
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok