bir hasta bulut akıttı acısını
yoruldu yoruldu ama durmadı
döndü önce buz kestirdi alnımızı
sonra saf sabahı yağdı sağanak
bir ağaç okşadı başımı yalnız ...
dünyadan sarhoş ki dönüyor başımız
senden esen rüyalarla karışıyor aşkımız
göğsünden tüten gülümsemen
döndürüyor dünyayı ve renklerimizi
acemi korkularım...
içimde yaşıyor binlerce balık
yüzüm gümüşten taşa dönük
rengim bir cennet yıldızlar tanık
mekanik dalgalarım lacivert sönük
kalbim bir adacık yapayaln...
doğarken bileklerine ağırlar bağlanmış
çok denediysen de pınarlar durmazmış
bahçeler ve pembe hayaller kandırmazmış
bir beni ben görür uzaktan da ağlarmış...
mevsimler buyurun üzerimize akın
yıkın dalganızla aşkımızı akın akın
yazın bendeleri örtülü göğü yakın
sevin denizleri dalga dalga aşın
bir kelebek renk...
tenha yerlerine doluyor çıplak bir yel
tok çiçekler nakşediyor yorulmaz el
her boşluğuna meşaleler bırakıyor
çukur çukur kuşatıyor muzaffer sel
sarhoş ha...
o parıltılı gece o aklından çıkmayan
döne döne düşen gözlerinden ıslatan
ışık ışık çakan sözleri zihnime
bir hançer gibi deliyor umutlarımı
gökyüzü üze...
ama hafif ama ağır bir acı
ölü güle saplanan bir cam parçası
onu koruyan annesi ve kırılmış kemikleri
susuz çatlamış yalnız yapışık deriye
yağmuru başl...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok