Tan kızıllığında bozuldu sessizliğin huzuru
Bir çocuk, sesi yedi kat semada
Çığlık çığlığa...
Güvercinler kanatlandı burçlardan çatılara
Döküldü titrek ...
Hüznün duvarları kırık hüznün çeperleri mor
Güneş dağların ardından doğmadan
itelendi umut çizgisinde umutsuzluk, mutsuzluk
Asma dallarına tünemiş bir düş...
Kararsızlık
Deli taylar gibi ayaklarının ucunda uzanan bir gölge
Gözlerinden kelimelere dökülen bir yara
Neydi aradığı
Bir çift gözün buğulu bakışları mı...
Ve çocuktun
On beş yaşında, bir kadına âşık
Elinde vişneçürüğü renginde bir entari
Leylaklarin kokusu
Çiçeklerin sevinci
Gözlerinde
Çocuktun
Yüreğinde...
Korkular,
Gecenin derinliklerinde
Sarılınca tene
Gölgesinde çaresiz kaldı
Yürekteki kor
Kokuyordu hava
Yanık leş kokusu
Kokuyordu hava
Duman kömür is...
Dağlar yalnızlık içinde suskun
Uzuyor çiğnenen ömrüm
Hangi akşama yüzümü sürsem
Hangi açılan kapıya baksam
Uzuyor çiğnenen ömrüm
Elimde duran gözümle gö...
Aynı boşluk
Aynı sızı
Göklerde
Hayır
Sözlerde
Radyoda bir frekans,
Gecenin karanlığını aydınlatan,
Yıldızlarda
Denizin tuzunda
Bir balığın solungaçl...
Bir ölü
Taş gibi donuk
buz gibi soğuk
Mahşer telaşı
Delik heybe korkusu
Gördüm...
Sümüklü bir kız
Başında simit tepsisi
Elleri asırlık çorak toprak
...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok