Sen şimdi bekle beni, sonraya bırakma
tak edene kadar canına
Yetti diyene kadar yüreğin...
Konuşan gözlerinle bekle, içine akan yaşlarla.
Yarınım ne olur bilmem,
Ama geleceğim, sen güzel bekle beni.
Mavi durakta bekle,
Beni ilk vurduğun yerde, ilk lâl olduğum,
Konuşmayı unutup, sabrı öğrendiğim yerde...
Nasıl olsa geleceğim,
Özüme özünden bir gemi yapıp
Kıyına vuracağım, karşına çıkınca.
Titrer belki ellerim, belki afallarım
çatık kaşlarım gizleyemez şaşkın bakışlarımı.
Sen bekle beni, yüzlerce yıl geçse de
Kırış kırış olsa da tenimiz, gamzen solsa da bir gün
Hatırlamasak hiç bir şeyi,
Kalbinden bir şeyi değiştirmeden bekle...
Oysa beklediğimi fark ettim, sana attığım her adımda
Dağlar dağladım, zindanlar bağladım
Hasretken avuç içlerinin ter kokusuna.
Söylesene sevgili, kim özlerdi
Soğuk dudaklarında üşümeyi?
Bile bile kim düşerdi yana yana üşümeye?
Belki kısa olur hikâyem, belki son sayfanın
son satırlarında çıkmıştır karşına
Karıştırdığın kitaplar arasında bi yerlerde.
Sen iyi bekle beni...