1.şimdi ben

kendi gönlümün varlığına

dehşetli bir şüphe ile

yaklaşıyor-um.

bir tek sevdan

güneşin ışıkları gibi

suyun tadı gibi

büyük, ısırgan ve ağır;

hakikat. öyle eminim.


2. bin yıldır uyumuyor gibiyim

sana gelirken.

ne ferah uykular, ne herhangi bir sabah

en güzel düşler

-ki sonsuzdular-

çağırdılar beni de; uymadım onlara.

bakire kızlar,

portakal bahçeleri, sofralar

neler çağırdı beni daha başka başka

hiç kırpmadım gözümü

sana doğru bir adım atarken

bin yıldır

öyle seri bir adım

uyumuyorum hiç, bile.


3. anlarım gözünden

acısı olanı

ölümü düşüneni

hemen anlarım

ekmeği bölmesinden

yürüyüşünden.

solumasından anlarım

sevdaya düşeni

gökyüzüne bakışından

seyretmesinden kuşları.