Selamlar Sayın Yazar,
Nasılsın? Umarım iyisindir. Beni sorarsan, hâlâ hastayım ve bir türlü iyileşemedim. Sıcak bir çay bile iyi gelmedi, anlayacağın. Göz kapaklarım inanılmaz derecede ağrıyor. Tüm vücudumu saran ağrılarla mücadele ediyorum. Bu arada uzun zaman oldu, sohbet etmeyeli. Sanırım özledim.
Bugün arkadaşım döndü. Onun hakkında sana bir şeyler anlatmak etik midir, bilmiyorum. Ama onu tanımadığın gerçeğinden yola çıkarak birkaç şey paylaşmak istiyorum. Hayal ettiğim gibi güzel zaman geçiremedik, sanırım değişmiş. Bunu ona söylemeyi denedim fakat kırılmasından korktum. Onu hâlâ seviyorum ama belki de yalnızlığa alışmış olabilirim.
Değiştiğini düşündüğümün sebebini merak etmişsindir belki. İnsan neden sürekli kendinden bahsetmek ister? Neden mükemmel olma ve karşısındakinin onayını alma çabası taşır? Onunla sohbet ederken bu sorular hep aklıma geldi. Yine de ona kızmıyorum, çünkü yaşadıkları normal değil. Yaşadığı ilişki, onda bir travmaya yol açmış olabilir. Bu konuda uzman değilim elbette, ama önceden tanıdığım o kişiyi bulamadım.
Beni asıl üzen başka bir konu ise şu: İnsan neden ikili ilişkilerini üçüncü şahıslara anlatıp onların fikirlerine göre karar verir? Arkadaşı olduğum için sürekli bir cevap ve açıklama yapmak zorunda bırakıyordu beni. Oysa hep şuna inanırım: İki kişi arasındaki sohbetin derinliğini ve samimiyetini üçüncü bir kişi asla anlayamaz. Bazen insanlar "öylesine cevaplar" verebiliyor.
Düşünebiliyor musun, birinin yaşadığı duygusal yakınlığı yok sayıp, o kişiye "öylesine" verilmiş bir cevapla karşılık vermeyi düşünmek ne kadar anlamsız? Ona bunu söylediğimde bana sinirlendi. Ama ben, yaşadığım ikili ilişkiyi asla üçüncü kişilere anlatıp anlamlandırmaya çalışmadım. Benden bunu beklemesi canımı sıktı.
Olgun olduğumu düşündüm. Ya da belki iyi bir arkadaş değilimdir, ne dersin? Fikrini almak isterdim. Her şeye rağmen onu seviyorum tabii ki, yanında olacağım. Ama benden yapmak istemediğim şeyleri istememesini umuyorum.
Bu konuyu kapatıyorum. Gelelim sohbetimize. Başlattığımız kitap okuma yarışında azimli olduğumu bilmeni isterim. Tabii, şu sıralar sana yetişmek için daha ince kitaplar okuduğumu fark etmişsindir. Ama sen söylemiştin, sayfa sayısını önemsemiyoruz diye, öyle değil mi?
Bu arada, yazmaya odaklanmanı öneriyorum. İmzalı kitabını büyük bir heyecanla bekliyorum. Umarım bu sözünü unutmadın. Unuttuysan da şimdi hatırlatmış oldum diyelim.
Bir kararımdan bahsetmek istiyorum. Çalışmalarım iyi gidiyor ama yetersiz olduğunu düşünüyorum. Artık sabahın erken saatlerinde uyanıp erken saatlerde uyumaya ve bir ajanda tutmaya karar verdim. Daha anlamlı bir çalışma planı oluşturacağım. Mesleğimi elde etmeyi çok istiyorum. Daha önceki yazılarımda umutlarımdan bahsetmiştim. Sanırım bu umudu buldum ve bunun için emek vereceğim. Umarım kitap yarışını aksatmam!
Belki yine “bahaneler silsilesi” deyip geçeceksin. Ama düşündüğün gibi olsun Sayın yazar. Sosyal medyada geçirdiğim zamanı da azaltacağım. Hayatımı şansa bırakmayacağım. Umarım kararlarımı gerçekleştirebilirim.
Kedin Bedri aklıma geldi. Son durumundan bahsetmedin. Umarım iyidir. Üzgün olduğunun farkındayım. İyi olacağına inan, olur mu?
Karalama defterini bitirmek üzereyim, yeni yazılar eklemeni heyecanla bekliyorum. Bugün çok fazla kendimden bahsettim, galiba hasta olmanın verdiği duygusallık üzerimde. Bir sonraki yazımda senin bir yazın üzerine konuşalım. Şimdilik dinlenmem gerek. Kendine iyi bak.
Okuyucun iyi geceler diler:)
20.01.25
23:52