Yaslamışım gecenin omzuna başımı
Ay uzanmış denizin üstüne, sallanıyor beşik gibi
Tam soğuk dalgalara kaptırmışken derdimi
Yıldızların kuyruğundan yakalıyorum sonra
Kısılmış gözlerle seyreyliyorum şehrin siluetini
Soluğumu kesen rüzgâr, örtmüşken üstüme ceketini
Bir kahve sıcaklığı arıyorum parmak uçlarımda
Kırk yılı geçmişim çoktan, hatırı kalan gidiyor
Ben süzülürken kıyısında yalnızlığın
Şu beton parçaları dahi birlikte uyuyor
Ben köşe bucak kaçıyorum kendimden
Uzaklar daha uzak, yakın kalmayıncaya dek
Küfrediyorum alıp beni götürsünler diye
Ayaklarımdan geçip de yeri oynatıncaya dek
Yığılıyor üstüme kaçıp saklandıklarım yine
Arşınlıyorum sokaklarını, arkamdan sürükleyerek
Yolcu ediyorum zamanı, keşkeler çöplüğüne
Yıllarca beklenen bir ana, ne de zor elveda demek
Lev Nikolayeviç Mışkin
2024-08-17T19:43:14+03:00Teşekkür ederim, yüreğinize sağlık.
Zambak Nil
2024-08-17T19:17:34+03:00Kaleminize sağlık⭐
Lev Nikolayeviç Mışkin
2024-08-17T16:28:56+03:00Beğendiğinize sevindim, yazarken değişen ruh halimi bu şekilde daha iyi yansıttığını düşünüyorum ve çok önceleri yazmış olduğum bir şiirdir. Yine de eleştiriniz için teşekkür ederim, sizin almak istediğiniz sizi ilgilendirir nihayetinde.
Atakan Celisi
2024-08-17T16:14:54+03:00Şiirinizin ilk yedi mısraını zevkle okudum. Ancak "bir kahve sıcaklığı arıyorum parmak uçlarımda..." dizesinden sonra gelenlerde o güzelliği pek bulamadım. Başlardaki lirizm, daha sonradan kaba bir sese dönüşmüş. Düzeltilebilir.
Tebrik ederim... ✨