Sıkıca tuttu bileğimden, sürükleniyordum. Şaşkınlıktan boşluğa düştüm, bıraktığında daha da dibe battı ayaklarım. Bırakmasan olmaz mı?
Gözlerini süzerken ya...
Arkama bakmaya gücüm yok çünkü geri dönemem, geriye özenemem artık. Hayatımı sürdürmek için bu yolu ayaklarım çürüyene dek yürümek zorundayım. Yeni yüzler ha...
Şu anda önümde defter, bir kamelyada oturmuş vaziyetteyim; yanıma iki yaşlı teyze geldi ve biri sualsiz karşıma oturdu, diğeri rahatsız etmek istemiyor olaca...
Yaslamışım gecenin omzuna başımı
Ay uzanmış denizin üstüne, sallanıyor beşik gibi
Tam soğuk dalgalara kaptırmışken derdimi
Yıldızların kuyruğundan yakalıy...
Şimdilerde kimin, neyin kölesi olacağımı bilemez oldum
Önceleri rüzgârın korkusundan titreyen bir mum aleviyken
Birden kendimi eriyip giden mumu endişe ede...
Hayat...
Bin bir rastlantı sonucu doğuruvermişken beni
Pek beğenmiş olacak ki giydirdiği teni
Parmağını dokundurup dudağıma sus dermiş gibi
Yırtıp atamad...
Ölümün gözlerinin içine dikmişken gözümü
Elime geçen her cevabı silkeleyip dururum
Üzerime giydirilmiş fani vücudumda özümü
Paramparça etmeden her zerremi...
İki dudağının arasında
Aralanır ihtimaller kapısı
Ne cennetler yaratır
Ne çehreler karartır
Taş atmaya benzer
Issız kuyusuna aklın
Eline alanın şekline...
Yükleniyor...
İçeriğin sonu
Yüklenecek başka sayfa yok