Yazdım yazdım sildim, yürüdüm boş bir kağıtla
Tuttum tam ortasına iki göz çizdim sonra
Etrafına bir çift kuş bakışı
Baktım karşı bankta gülüyordu yaşlı bir amca
Beyaz sakalları yeni çıkmış, saçlarından dünya damlıyordu
Nereye atsa olmuyordu, nereye atmasa dolmuyordu belli,
Ağaç dile geldi amcanın dibindeki, benim karşımdaki.
Yapraklarını sallaya sallaya, "sensin o" dedi
Bak şu kaydıraktan kayan çocuk da sensin
Şu parlak ciltli simitçi de, şu soluk yüzlü kız da
Dün de gelmiştin, ellerinde kendi çocukların
Bak şu menopoztaki kadının komşusuydun,
Şu bıyıkları yeni terlemiş oğlanın, ergen arkadaşıydın,
Bak şimdi amca evine gidiyor, ekmek alacak fırından .
Ve yarın beni kesecekler,
kestirme."
Kağıdıma baktım, iki gözün karşısına bir ağaç çizdim, dallarında ekmekler. Damarlarından nimet damlıyordu.
Yazdım altına
"Kestirmem
Uyurum uyanırım seninle."
Yetmedi, beyazlık ekledim kağıdıma,
Şairler ekledim, dünyalı şarkılar ekledim
Şarkıların her yerli duygularını, altının rengini, civanın yükselişini
Sütlerin kaynayışını, memelerin sağılışını
Kaybolanların olmayan mezar taşlarının olmayan tarihlerini
Basmadan değil, çelikten değil, ipekten, taştan değil
Damardan ince ince süzülerek geçen
sevgi madeninin kuyusunu
Çarmıhı, giyotini, hançeri hiç olmamış
Döngüsel, su saçlı, vicdan kirpikli, pamuklu,
Çırçır sesli, vişneli dünyanın elma kurtçuklarını,
Her yerli insanlarını yazdım.
Ağaca gölgelik, sıraya çocuk, tahtaya çöp adam oldum.
Konuşma balonu oldum.
Balondan bal damlıyordu, çizgi roman oldum.
Ağaç çizdim, ekmek çizdim, çocuk, park, deniz, kum, yol ve var kucaklaştılar.
Deniz Özeri
2022-08-11T22:40:10+03:00Sizin de yorumunuz ne güzeldi. Teşekkür ederim.
Mısra Ergök
2022-08-11T22:33:43+03:00Özellikle bir yeri alıntılayacaktım ama baktım ki uzuyor istediğim dizeler. Ne güzeldi...