(bu şiir tarafıma malum olaydan sonra tamamlamam için gönderildi. benim için operasyon başarılı geçti. bu şiiri uzun zaman sonra ufak notlarla(parantez kullanılan cümleler bana ait)tamamladım. fakat sonrasında şairden mektup hariç hiç haber alamadım)
dünyanın tüm elleriyle tapılmış dalgınlıklar.
söz söylemeyeli çok oldu
heybemdeki tüm dizeleri ameliyatla aldırdım.
buna rağmen
doktorlar şairliğin benden çıkmadığını söyledi
ölmem gerekiyormuş
ölür müsün diye sordular ilk
yüzüm ekşidi, rahatsızlandım
sonra kaba buldular haliyle soruyu
ölür müsünüz diye değiştirdiler
kibarca.
daha insani bir dille.
şiir nakli bile olabilir dediler.
çocuk edinemediği için ondan boşanan ve karısını geri kazanmak isteyen taylan'ın
şairliğe ihtiyacı varmış
taylan'a üzüldüm
hatta düşünme vakti verdikleri bir zaman taylan'a ulaşmaya çalıştım
ne kadar rehber adres aktar kitapçı varsa dolaştım
(aktar detayı cinsel yetersizliğime çirkin bir iğneleme mi?)
hepsine sordum
bulamadım.
öyle oldu ki
ben bu taylan'ı anlama olayını ilerlettim
onun gibi düşünüp
onun gibi yaşamaya çalıştım.
hatta durum o kadar ilerledi ki
ben de çocuk edinemediğimi sanıp çoğu kadınla korkusuzca seviştim
(şairin ileride gayrimeşru olarak anılan çocukları olmasını bu olaya bağlayabiliriz.)
ne olacak
taylan gibi düşünüp taylan gibi seviştikçe
bu çocuklar, taylan, ben ve seviştiğim her kadının ortak çocukları olacaktı.
(olmadı, hiçbir çocukla görüşmedim)
sonradan bilimselliği tartışılan bu olayın
ben o zamandan adını koymuştum
tetrausla.
ne şanslıydı piçler!
iki babaları ve bolca anneleri varken.
şairliğimde bir şiirde
kadınların sırtlarını öpmek için kadınlara ihtiyacım olmadığını söylemiştim
evet.
taylan olmak için
taylan’a ihtiyacım yoktu.
lüks yemekleri yılbaşılarını delilik halini bıraktım
sinemaya senede bir denk gelirse gittim
kutsal kitapları bilmediğim dilden okudum
kendimi taylan'a doğru tutup yonttum
tedaviyi bulmuşluğumun coşkusuyla
taylan’a bunun haberini verdim.
doktorlar adresini gizli tuttukları taylan’a
ancak mektup iletebileceklerini söylediler
yazdım, gönderdim.
o mektubu taylan’la aramızda olan özel hayatın gizliliğini ihlal etmemek adına paylaşmayacağım.
fakat taylan’ın mektubunu
paylaşmaktan geri duramadım.
(şairin benim yazdığım mektubu özel hayatın gizliliğinden saymayıp yayınlaması gülünç)
“bir şair nasıl şiirlenir bilmem
ben taylan. kendimde kendimi tanıtacak kadar ben yok. durumumu da anlatması zor. aruz, serbest, hece ne varsa denedim. pek sevgili karım hepsini karşılıksız bıraktı. ben de bunu
onu anne edemememe değil kötü şiirlere bağladım. bir bulsamdı o şiiri.
-çocuklar dudaklarımızdan dökülecekti-
(bu dize de başarısız bir şiir girişimimden)
gençliğimden çok gülünç anı biriktirmiştim. hepsi ölmeye başladı. karıma olan sevdam hayatla geçmişimi dahi sildi. yani o kadar ki, bir anda hiçbir şey yokken mezarlıkta kendini astığı bilgisini aldığım ve normalde yıkılacağım berber selim abinin ölümüne dahi üzülemedim. bende bana dair hiçbir şey kalmadı. ben sadece karımı ve karımla ilgili olanı yaşarken o sırf onu çocuk sahibi yapamadığım için beni bırakmak istedi. bir yönetmen olsaydım bunun taşra merkezli sosyolojik bir filmini yapardım. ama ben oldum olası şairliği daha çok sevdim. buna rağmen benim heybeme koyulmamış şairlik size bolca verilmiş. lütfederseniz evliliğimi kurtarma şansınız var. arz ederim.”
mektubu dikkatlice okuyup düşündüm
ben taylan’a dönüştüysem
taylan da bana dönüşmeliydi.
ameliyatı masada kalma riskime rağmen kabul ettim
adını bile telaffuz edemediğim bir teknolojiyle
şairliğimi taylan'a naklettirdim.
ameliyattan sonra
bu şiiri ve öyküyü tamamlaması için
bir zarfa koyup taylan’a postaladım
bu dünyaya son şair bakışım
hoş kalın.
(hatrı sayılır bir süre sonra buradan şiiri devraldım. ben taylan. ameliyattan sonra şairlik bedenimde bir virüs gibi yayılmaya başladı. önce kimsenin bilmediği hatta yazılmamış kitaplar okumayı istedim. sonra otobüste markette misafirliklerde gördüğüm her kadın hakkında aklımda bir dize belirdi. içimde huzursuzluğundan dahi huzursuz olan huzursuzlukboşlukları açıldı, en az bin tane. hepsi birbirinden huzursuz olan bin tane huzursuzlukboşluğu. ne yedimse o boşluktan bilinmeze yuvarlandı. öyle oldu ki yaklaşık 27 kilo verdim. karım bu duruma çok şaşırdı. ameliyattan önce planım boşanma davası sabahından bir gece önce bizi kurtaracak şiiri mail olarak ona atmaktı. ama şair olduktan sonra mektubun daha doğru olacağını düşündüm. şiiri yazdım. şiiri müstakbel eski eşime ulaştırması için ve aynı zamanda tüm bu metni yayınlaması için, bir anda hiçbir şey yokken mezarlıkta kendini astığı bilgisini aldığım ve normalde yıkılacağım berber selim abinin eşine, kapalı bir zarfla ilettim. şimdi dava sabahını bekliyorum. eğer karım bu şiiri de görmezden gelip hâlâ ayrılmak isterse benimle, ben de dünyada olan yerleşik hayatımı sonlandırmak istiyorum. bir şair olarak.
hoşça kalın)
.
.
.
ben bir anda hiçbir şey yokken mezarlıkta kendini astığı bilgisi alınan ve normalde herkesin yıkılacağı berber selim abinin eşi funda. az önce taylan’ın ölüm haberini aldım. bir anda hiçbir şey yokken-bildiğim kadarıyla- mezarlıkta kendini asmış. bana verdiği kapalı zarftaki mektup onunla buluştuğum gün giydiğim pantolonumla beraber yıkanılıp ufalanmış. o yüzden eşine iletemedim. çocukların okul masraflarıyla ileri meşguliyetimden dolayı bu durumu taylan’a haber vermeyi unuttum. eğer hayatta olsaydı ondan özür dilerdim. ama değil. bu metin vasıtasıyla ondan özür dilerim. istediği gibi bu metni yayınlıyorum. duyduğuma göre karısıyla boşanmışlar. çok üzülmedim. hatta ona kızdım. ama metni okuduğumda şairin ilk dizesi suratıma sonsuz bir yanma hissi getirdi, devamını okuyamadım.
dünyanın tüm elleriyle tapılmış dalgınlıklar?
SON
neslihan
2020-05-04T19:11:08+03:00Anlatılacak daha çok şey var gibi sanki. Çok beğendim gerçekten, böyle hikayesi olan yazılar her zaman ayrı bir güzel oluyor. Tebrikler.