Bir insan niye köylüsünü görünce mutlu olur? Neden çocukluktan beri veya liseden beri olan uzun arkadaşlıklar kendini güvende ve mutlu hissettirir? Bende hiçbiri yok. Ne bir memleket hissim ne de uzun süreli samimi bir dostum. Hiçbir yerde orayı ve oradakileri benimseyecek kadar kalmadım. Ailem dahil insanlarla aramda çok bir bağ hissedemiyorum. Kopuk gibiyim diğer insanlardan. Herkesin eskiden kalan dostluğu var. Birbirlerini o kadar iyi tanıyorlar ki artık muhabbet doğal olarak gelişiyor. Açıkçası kıskanıyorum. Ama bazı insanlar karşıma çıkıyor ve sanki yıllardır tanıyormuşum gibi içim ısınıyor onlara. Bir şekilde yıllardır dostmuşuz gibi yakın hissediyorum. Bunu ilk kez hissettiğimde duygular ve insanlık olarak çok toydum. Daha samimi duygular, sıcak biriyle beraber olmak beni mutlu edeceğine korkuttu. Hayatımın en büyük şansı ve mutluluğu olabilecek birisi benim için yanlış ve aptal olduğum bir zamanda karşıma çıktı. Benim bunu artık düzeltme şansım yok.
Neden bu kişilerle çok hızlı adapte olabiliyorum? Fark ettim ki işin sırrı aynı yolda yürümek. Liseden, yurttan, köyden, tiyatrodan, işten, belediye takımından... Buradaki insanlarla aynı yolda bir şekilde beraber yürüyoruz. Zaman geçirip onların hayatının içine giriyoruz karşılıklı olarak. Bu zaman çoğalınca alışkanlık ev hissi gibi bir duygu yaratıyor. Ben uzun süreli bir yerde bulunmadan kopuk bir insan olarak hissederken bana çocukluğumdan beri tanıyormuşum hissi veren durumu, bu anlattıklarımı fark ettikten sonra anladım. Onlar da kopuk. Bir şekilde yaşarken benzer zorluklara maruz kalmışız. Bilmeden ve birbirimizden uzakta aynı yolda yürümüşüz. Bir Türk'ün yabancı bir ülkede Türk görüp kanının ısınmasına benziyor. Ben artık zorlama olan sevgiden de arkadaşlıktan da bıktım. Güzel olanı elde etmek emek ister, biliyorum. Zorlama olmak ile emek vermek, uğraşmak farklı şeyler. Her şey bitecek nasılsa.