Hanüman,

Tarumar.

Neyim var; neyim var; neyim var?


Aldı beni bir girdaba çeker gibi koynuna

Yavaşmış oysa izlemişsin

Söylememişsin dudakların yüzüme iştahlanırken

Başka ülkeler gibi hasretliymişsin

Susmuşsun sonuma makteller yazılırken

Vazife bilmiştim oysa gerdanınla birleşmeyi

Hevesle ölçmüşsün boyumu oysa

Geçince gitmişsin.


Bana bak, bana bak, bana gözlerin yetiştikçe

Bak sana mahşer gelen bu istanbula,

Ateş gibi kıstırmışım ellerimle

Öyle kısır bir erkek gibi pazarlarda

Sanki dokunmadan tezgahlara

Kapkara belki yüzü ama ütüsüyle gömleğinin

Yine asmayacak omzunu ne haber

Ne haber memleketinin elmalarından

Ya da anahtarlar unutalım çilingirlik iş mi şimdi?

Hayır

Isırmadım çünkü kolundan bir kere

Ya da vermedin ruhsatımı dişlerime


Günaydın.

Aldın mı çiçeğini kucağına

Sesin kısıldı mı hiç?

Nasıl verdin hayalinde beni ellere

Kaç kere ağladın, ya da güldün mü düştüğüm yerlere


Hayır, koyma isminin yanına

Sana üzümler ve ihtilaflar kaynatacağım

Ağlıyorum ve burnum kanıyor ne demek

Ne demek efendim benim sustuğum yerde

Sınanmışım, başarısız sayılmışım eyvah!

El aman çocukluğuma kadar sürecek bu uyku

Bütün gecelere borcumu ödetecek

Ve ölüm mü denir bilmem ademden beri

Elma dalda çürüyecek,

Sönecek ateşi tavlasında çekenin

Derdin ehli ölecek

Sen kırıp gözlerini statik bir ahmağın yüzüne

Belki kuşak çözeceksin.


Korkmam, göze aldım acısını

Yetmiş kere bırakma beni dediğin yerdeyim

Yetmiş pareyim, yetmiş nabız

Yetmiş kere kanım pıhtılanmış

Delirmemişim günyüzünde insanlardan

Koydun mu elini öksürürken yüzüme

Ya da adet öfkesi, sabahında o gecenin

Hani bende tahammül sende Allah korkusu

Hangi ayağı kırıldı köprünün diye sormadan

Kapılıp suyun cezbesine o gün, bizden olmaz diyemedin mi?


İyi uykular

Eskiyorum, yüzüm çirkinliyor.

Almaz belki kimseler demiyorum gittin diye

Almasınlar,

Gitmem ihtirasına, dokunmam hayır

Manipülasyonlar, zehir zıkkım gibi bir zeka

Keser koparırım damarını kibrimden

Bir tevazu sesi çıplak mızıkada

Bak bana, bak bana, bak uzakların ömründen

Kırçıllı kazaklar, soğuklar ve gerdanın düşümde

Anlıyor, kabul ediyor ve

Evi terk ediyorum.


Hanüman,

Tarumar.

Ve ikbal.


Neyim var; neyim var;

Sinsi bir baş ağrısından başka.



Fotoğraf: Yasemin Çargıt