Bazı anılar o kadar eski ki bir an anımsayınca başka birinin hayatına ait olduğuna inanıyorsun. Kendini sürekli hikâyeler anlatan bir yalancı gibi görüyorsun.Çoğunun ardında kalan duygu tortuları bile asıl hissettirdiğinin çok uzağında. Deniz Kabuğu’nu bir günah gibi gördükleri o ilk anları hatırlıyorum. İlk anlardan şimdikine dek değişen birçok şey var. Nefretin yüzü değişiyor, eskiyi bir tablo gibi hatırlıyorsun; berbat tecrübenin yaşandığı karenin dışında ne olduğu belli değil. Mevsim hep bahar gibi. Kimi zaman soğuyor hava ama kısılıp kalan ruhlar için o bir bahar. Zaman geçmiyor.


Hapsedilmesi gereken bir hastalık gibi görünüyoruz. Karantinaya alınmamız gerektiğine inanıyorlar bir an, sonra din kitaplarına olan bağlılığımız test ediliyor.Yaptıkları şey takdire şayan bir sorumluluk, yüce bir buluş, kesinlikle saygıyı hak eder nitelikte. Kişisel parçalanmanın dağladığı bir olukta, kendi olgunluklarına olan yolculukları ile göklere çıkarılmayı arzuluyorlar. Birileri onları onaylamalı! Evet, bu toplum olmalı!


Konuşmak istiyorlar. Sonsuza dek susmayacaklar sanırım. Kendi berbat hayatları asla bir şey vaat etmiyor. Onları biliyorum. Onları dergilerde okuyorum; dergilerde ve kustukları güncelerde. Halbuki bizim hakkımızda en ufak bir duyguya sahip değiller. Ah, fikirler mi? Herkesin milyonlarca fikri var ve dramatiktir ki değiştirilemezler. Çoğu, sadece işe gidip gelen tipler gibi görünüyorlar. Ama içlerinde nefret var. Tüm şanssızlıklarının hıncını çıkaracakları bir beden arıyorlar; evet, birileri bundan sorumlu olmalı ve bu kendileri değil. Daha şanslı olan birinden intikam almayı düşünecek kadar ideolojik değiller. Muhtemelen daha şanssız birisi olacak bu. Üzücü, işe yaramaz, acı verici, kısır döngü… Bu biz olmalıyız, anlıyorum.


İçimizden biri kekikten hoşlanmıyor ve aynı restoranda tutarsız siparişler veriyoruz. Tiyatro bileti seçerken de küçük hep önde olmayı istiyor. Birimizin sevgilisi var; diğeri ondan hoşlanmıyor. Kabuk dengesiz olmakla suçlanıyor. Alışığız bu duruma. Biri iyi hikâye anlatıcısı. Kesinlikle diğerinin maceralarını öyküleştiriyor. Yuvarlanıyorlar karanlığa.