Bir sokak kaldırımında oturmuş ölümüne geri sayım yapan birini gördünüz mü hiç? Hayatı bitecek, ellerinden kayıyor, hissediyor. Yine de duruyor. Dayanıyor. “Neden?” diye sorsanız cevabı yok. Böyle öğretilmiş. Yaşamalı. Doğarken sorulmamış ölürken mi sorulacak? Bir beklenti var biliyor ama kim, neyi, niçin bekliyor? Neden birileri onun sahibi gibi? Nefes alıyor değil mi? Yetmez mi? Daha ne yapması gerek? Her yeri kanıyor görmüyor musunuz? Gülümsemesi bir yardım çağrısı, duymuyor musunuz? Bu kadar sağır mısınız?
Bugün geri sayımın ilk günü. Beynimde yaşayan “canavara” kontrolü vereceğim ilk gün. Hiçbir şey hissetmiyorum. Belki de o kadar çok şey hissediyorum ki hiçbirinin farkında değilim.
Tüm hayatım boyunca yaşadığım her olayı, hissettiğim her duyguyu, iletişime geçtiğim herkesi kontrol etmeye çalıştım. Manipüle etmeye çalıştım demek daha doğru olur belki de. Başarılı oldum mu bilmiyorum. Başardıysam da bir hiçi başarmış olmalıyım. Yoksa bugün, burada, bu düşüncelere sahip olmazdım. İnsanlar başarılı olduklarında “nasıl” sorusunu sormazlar kendilerine.
İlk ona gitmek istedim. Onunla yüzleşecek kadar güçlü değilim sanırım. Ben olmamalıyım bunun kararını veren aslında. Canavar vermeli bunun kararını. Belki Canavar bile onu görecek kadar güçlü değildir.
Komiktir ki bize hayatımızı veren insana en çok acıyı çektiririz. Bir kısmı hak eder. Çoğunluğu ise sadece bizim bencilliğimizdir. İnsan olmanın en büyük zorunluluğudur bencillik. Bencil olmazsan yok sayılırsın.
Sonunda çıktım yataktan, düşüncelerimden sıyrıldım. Düşünmemeliyim. Bir yararı olmadı hiçbir zaman. Kendi kendimi kuruttum sadece. Dolabımdan onun verdiği kıyafetleri giydim. Her önemli günde bu kıyafetleri giyerim. Bana büyük olan bol bir pantolon ve geniş çizgili bir kazak. Kazak onundu sanırım, hediye etmişti bana. Hatırlayamıyorum. Pantolonu o almıştı ama. Çok sevmişti, üzerimde görmek istemişti. İnat edip almayınca da o alıp gelmişti. “Giymesen de olur dene sadece.” demişti. Kendini kötü hissetsin diye belki hiç giymedim yanındayken. Onun haberi yok ama gittiğinden beri hep bu pantolonu giyiyorum. Nedeni yok. Hoşuma gidiyor pantolon.
Kafamı sallayıp dolaptan yiyecek bir şeyler çıkardım. Başlayacağım bugün. İçimdekilerin dışarı yayılması gerek. Buradan gidemem yoksa. Karnım doyduktan sonra çıkardıklarımı tekrar dolaba koydum, ceketimi giyip evden çıktım. Çantamı da kontrol etmeden omzuma astım. Annemin yanına gidiyorum. Bir toprağa konuşacağım aslında. Annem diyeceklerimi hiçbir zaman duymayacak. Onun için yapmıyorum zaten bunu. Kendim için yapıyorum. Dediğim gibi, insanlar bencildir.
ozan asma
2023-10-18T21:47:46+03:00<3 2. bölümü ve annesinin yanına giderken olacakları çok merak ediyorum, çok sardı. Bu they/them tıpkı ben