hiç canın yanmamış gibi

yattığım yerde bir sağa bir sola dönüp uykusuz gibi

yattığın düşüncesizlikte bizi hiç yakmamışsın gibi

konuşmaya hakkım da yokmuş gibi

haksızlığını örterken özür dilemiş gibi

tatsızlık çıkmasın diye suçun örtbas gibi

laf senin olsun diye kabullenmiş gibi

ruhum sıkışmış da patlamamış gibi

güne uyandığında hiç aymamış gibi

her ne olursa olsun seni hiç bırakmayan biri

böyle olduğu için mi, öylece olduğundan mı ki?

soru sorunca kutuyu kapatmaya çalışan sen gibi

uzatıyorsun derken hiç canın yanmamış gibi

uzatılan sohbetlerin susturulmuş cevabı gibi

n'olucak insan içindeki bu güven kırıklığının dibi?

ıkına sıkına doğasını yansıtmıştım vicdanımın el verdiği gibi

olmasaydım keşke yalın,

ilk savaşta yüzüme çarptığın gibi

bana softken soframdaki gam tokluğun gibi

pis yıllarını gördüğünde hemen değiştiğin yerin

kötülük içten geçermiş oysa işte işten

işleyişten bilinir senin için hiçlikten gibi

burası biraz karanlık ve durgun gibi...

burası hafif loş ve nahoş yorgun gibi..

sessizliğim sana baktıkça içimin soğuduğu buz kütlesi gibi...

sesler battıkça son desibelden inine inmiş gibi

olması gerekenlerin olmayışına kızmadığımdan mı her şey anormal gibi?

anormali normalleştirip farkına varıp varmamak gibi...

aklın ve kalbin arasındaki o ince çizgisiz gibi

tüm hissiyle gerçeklik avuçlarımda ve hiçsizlikteki gibi...

tam olarak böyle hissetmiştim

yersiz ve güvensiz

gibi gibi...

affedebilirim gibi,

umarım bir gün kalben de seni...


17.04.2023