Bir kuşun kanadında yolculuk eden umut,
Bir bedeni sıkıca sarıp sarmaladığında,
Başlıyor bir hikâye, usul usul...
Damarlarda akan kan, rûhu sızlatırsa,
Acı hatırayı ortadan bölüp koyar önüne.
Ve sözlerden köz ayıklamaktan,
Kafânı kaldırdığında görürsün güneşi.
Işıl ışıl parlayarak ısıtır kara kışını.
Gizlice gülerek girer yorgun kalbine.
Bir âteş ki sorma, rüzgâr estikçe değil,
Cihân uyurken, dal kıpırdamazken harlanır.
Gözlerini kapama, ellerinden kayıp gitmesin güneşin...