Gözleri gurbetti,
Alabora oldum kabuk tutmayan yaralarımla,
Yol alırken dalgalı saçlarında,
Soğuk, ıslak ve uzak.
...
Dudakları mabetti,
Sığındım,
sorgusuz sualsiz bir kenarına,
Yoruldum,
çenesindeki bene uzandıkça,
Mavi, muğlâk ve tuzak.
...
Sözleri şerbetti,
Uyudum tınısında üç asır,
Sarhoş halde kaç kere buldular beni
al yanaklarının dibinde,
Yorgun, ağlak ve tutsak.
...
Gülüşü muhabbetti,
Muazzam bir eylemdi onu izlemek
gecenin yere değen eteğinde.
Öyle bir şeydi işte,
Güzel, leylak ve yasak.