kendimi seninle kıracağım

bak bu da gamzelerin, şahit olsun

ıssız bir mezar gibi ölüsünü bekliyor orda


seninle bir aşkı paylaştık diye gönül zamanın dışına akacak

olsun yine de kendimi gözlerinle kıracağım

çünkü en güzel sen kırarsın beni

çünkü ben en güzel sana yenilirim

bak bu da dudakların, eşlik etsin

bütün vedalar gözlerden başlar ya da dudaklardan

ne fark eder ikisinin tarihi de İsa'dan daha eski

senin tarihin hepsinden


unutulmuş bu taşranın tarihinde şiir olarak doğacaksın

hazır mısın, hazır ol!

Nuh'un karaya çıktığı yerden adım atacağım sana

beyazın masum bulutlarına göz kırparken bir dağ

bir dağın vadileriyle konuşacağım

doruğunda kekre bir yalnızlıkla

göğsün fersah fersah genişleyecek

sözcüklerim tesir edince kalbine


sahi kalbin hala ağzından çıkacak gibi oluyor mu

-ki kendimi kalbinle de kıracağım

kalbinden öptükten sonra

"Kalbi olanın yalnız hüznü vardır." diye


Avesta'nın bozulmadığı zamanlarla geleceğim sana

atalarımın soyu tükenmiş sözcükleriyle konuşacağım

o dağın doruğuna bir mabet inşa edeceğiz

ilk taşı kalbin koyacak

son taşı kalbim koyacak

o son taşı koyarken mabede kalbim

allahın selamı ile gir içeri

de ki, bu yaşattığım son tufandı gözlerinde


daha kaç peygamber inmeli gönlüne

kaç Kuran kaç Tevrat kaç İncil

inanmak için bir dağa kaç kes sefer eylemeli gözlerin

gözlerime sığmayan bir göğün kalbi ile soracağım

nuhun tufanından önce başlayan yağmurun hatrı için cevap ver

hep güzel kalacak mısın

güzelliğinle kalbimi kıramam da


omzumda kederle taş taşıyacağım mabedine

burnumda adaçayı kokularıyla

son tufana yetişmeye çalışacak kalbin, kalbim

soyu yasaklı sözcüklerle

de ki, bu son emirdir gözlerine inen


içimde taşıdığım cehennemle

gökte kendini ateşe veren yıldızın yönüyle

gecede kurumadan kan

karanlık düşmeden saçlarının denizine

geleceğim o atın yalnızlığıyla

yalnızlığınla da kalbimi kıracağım

sen o yılkı atına binip gidiyorken


kalbimi gözlerinin kuyusunda bırakacağım

unutuyorum o yılanın gelişini

kuzeye doğru bulutların rotasında sana yürüyorum

-ki en kuzeyde sayılırsın şimdi

zemzemle vaftiz edilmiş sözcüklerin yolum olacak

harf harf seni soracağım

bir cümle olabilir miyiz ümidiyle


cennetten kovulunca adem

dünyada ayak bastığı ilk yerden adım atacağım sana

sürgün bir dilin unutulmuş hafızasında

adını ciltliyorum ilk adımdaki gölgene

İkinci adımda rüyaya dalacağım

adını uzatmak için geceyi uzatıyorum rüyalarda

üçüncü adımda kalbini taşıyacağım

bir rüyanın gerçeklikten koptuğu yol ayırımında


her şeyin sonunda sen bana yasaklarla geleceksin

diyeceksin ki

-sevme

bütün kutsal metinlere ters düşecek kalbim