Eski zaman mecmuasını sahaflarda, müzelerde görmek bile hoşumuza giderken; onların günümüz postmodern mecmuaya kıyasla daha ince bir ruha sahip olduğunu düşünüyorum. Bilhassa kozmopolit zamanın görsellik düşkünü eserlerindense, ruhu olan mecmuaları tercih ederim.


Tüketim çağının çocukları olarak sanatın maddî kısmına yoğunlaşılan günlerde, manevî olarak hissedebildiğimiz eserlerin yeri çok kıymetli. Konusunu anlayabildiğimiz kitaplar, ruhunu hissedebildiğimiz şehirler... Biz bu dönemin insanı mıyız bilemiyorum, bedenen buradayız fakat ruhen incelik arıyoruz.


İstanbul'a bakarken de hissediyorum, gösteriş meraklısı sahte insanlar ve yapıtlarının arasında kıymetli bir ruh olarak parlamaya devam ediyor. Yahya Kemal'in İstanbul'a olan aşkına hak veriyorum her baktığımda...