biraz sen, biraz şiir

gecenin olmazsa olmazı iki şey.

ikiniz de kalbimi dağıtıyorsunuz.

ama vazgeçemiyorum.

bağımlısıyım kuşku dolu dile döküşlerinizin,

anımsıyorum bazı geceler,

bir anda yok olursanız ne hale düşerim diye.

biliyorum helak olurum, bataklık gibi içine çeker beni melankoli.


ve olan oldu...

gittiniz, zifirî karanlıkta kalakaldım.

tek başıma sensiz kaldım, sesin yok evimde,

daktilonun çıkardığı ses yok.

sessizlik kurnazca beynimin koridorlarında dolanıyor.

evet, evet!

kabul edemesem de

şiir de gitti sen de gittin,

kaldım tek başıma,

yalnızlık beni uçurumlara sürüklüyor,

yalnızlık, sanki beni içine çekiyor,

kurtulamıyorum...


yine gidişinizin ardından bir gece

tüketiyorum bütün yokluğunuzun durgunluğunu içimde.

açıyorum bir şarap daha,

yokluğunuzda kalbimi dağıtan diğer şey...

bir gün uğrarsanız kalbimin kapısına,

bilin ki ruhsatsız içeri girilmiyor.

kalbimi kurnazca kurşunluyor sancılar,

parçalanıyor, birleştirmeye çalışıyorum.

olmuyor! 

bir şarap daha bitiyor fark etmeden.

o çırpınışların arasında,

fark etmemişim bitişini,

aynı sen ve şiirin benden gittiğini fark edemediğim gibi.