Eğer bensem en iyi tanıyan kendimi,
Bensem dünyevi acılarımı içimde yaşayan,
Sen isen, özümü kalemim titrercesine yazdıran,
Maneviyat; yüreğinin acılarını hissetmemse eğer...
Düşüncemsen, içimdeysen...
Her gecemde ki, gözlerimi kamaştıran,
Semada parlayan en nadide yıldızım sen isen,
Bil ki... Yaşamamdandır seni, en derinlerimde.
Sen farkında bile değil iken... Farklı şehirde.
Siyah beyaz hayatım renkleniyor, günler geçtikçe.
Gözüme ilişen yeşilin! Lanet gurbetin!
Şahit mi? Renkli sandığım günlere...
Odama sızmış ay ışığı, iç çektiren yürek tınınla,
Çarpıyor! Anlayamadığın gönlüme.
Gönlümün salıncağında sallanan o küçük çocuk,
Durmasın! Dokun o beyaz ellerinle...
Resimdeki gülüşünle, içimdeki çocuğu salla sadece...
Durma salıncak durma!
Biliyor musun?
Sarmaşık misali, içimden yüreğime dolandığını,
Yapraklarımın sonbaharı beklemeyip, gül yüzüne döküldüğünü...
Ve yüreğinin derinlerinde, sararmak istediğini... Bilmiyorsun!
Güneşi boynuna asıp gelir misin? Ummuyorum ama;
Gelemesen de yüreğime vurmuş gözlerinde aydınlanacağım sadece...