yitik ruhun bedenime uyumunu sezdim
öyle sıcak
öyle soğuk
öyle güçlü
öyle simsiyah
keskin nişancı tümsekleri geçerken
sesinde isyan birikmiş
kalabalığın arasından el ele çıktık merdivenleri
siyahın keskin bakışlarını sırtlanıp çıkılan bir yoldan söz ediyorum
evreni oluşturan gürlükteydi tınımız
çatıların rengine bürünüp
adımlarımızı göğe yönelttik
saçlarımızdan süzüldü yıldızlar
karanlığı sızdı içime
ay sızdı içine
uykudan ördüm evimizi
çırılçıplak duvarlar
yıkılası
kulağıma fısıldayan
gizlenen
çiçek saplarını dinleyip yürünen yollarımız
tozlu
kesik soluklu
çatlaklarından sızıyordu ışığım
eksik yerlerine
tamlıyordum bahçedeki toprağını
ela gözlerini
ıslıkla çaldığı ölüm marşlarını ezberledim
unutmakla kuşandırdım eskiyi
kirpiklerine eklendi gülüşlerim
güç işledi içime
kardelene bezendim düşlerinde
sesli bir zeminde
gecenin ayazına bastırırdı sigarasını
dumanı yüzümü yıkarken
önlenemezdi sevda oluşum
kırdım kırdım yürüdüm üzerinden duvarlarının
sabırlardan geçit inşa ettim
fethedildi karanlık
saçlarımın tel tel kızıllığında devrim başladı o gün
soğuk rüzgarlar ılıdı yanaklarımızda
sarıldık bizliğimize
öyle susamış
öyle umutla
şimdi
yürüyüş yolu üzerinde bulunsam iki büklüm
ellerinde hatırlarım yaşamayı
sessiz
dişli
dünyaya öfkemizi avuçlarında saklasam
rakı sofrasında buluşur ellerimiz
göz yaşı olurum acılarına
güneş tutulur
ışırız ay'la
narinhanım
2024-03-25T05:18:47+03:00Dizelerin arasında kayboldum, çok güzel. Yüreğinize sağlık.
Atakan Celisi
2024-03-25T01:35:30+03:00İmge buluşlarınız ve de ifade ediş tarzınız fevkalade. Tebrikler...