Ve simdi ben Keşiş Dağı'nın eteklerinde

Şiirler yazıyorum

Ölüme, yalnızlığa dair

Yalnızlıktır ki insanlığa en yakışan

Ölümdür ki yalnızlığa en yakınan

Sonum yalnız olacak

Hissediyorum.



Ve şimdi ben Keşiş Dağları'nın eteklerinde

İnsanlığı düşünüyorum

Çürümüş, küf tutmuş bu insanlığı.

Yine de şiirler bırakmak en makulü,

En azından Keşiş Dağları'nda kaybolabilecekler için.



Ve şimdi ben Keşiş Dağları'nın eteklerinde

Bir süreliğine ölümü susturuyorum

Şiirler boca ediyorum ölüme

Sonuma saygınlık katabilsin diye sırf

Nerede kaldın?



Ve ben şimdi Keşiş Dağları'nın eteklerinde

Tutulmamış sözleri düşünüyorum

Kaybolmuş, saklanmış, yılgın sözleri

Toz perdesi aralanıyor gözlerimin önünde.

Yanılmışım,

Burada da yoklar...



Ve ben şimdi Keşiş Dağları'nın eteklerinde,

Asıl maharetin başarıya yönelik düşünmek olmadığını düşünüyorum,

Kaybetmiş, batmış düşünce orduları her yerde,

Ellerinde silah olmasa da onlar birer asker.

Ve ben şimdi Keşiş Dağları'nın eteklerinde

Okunmamış şiirleri düşünüyorum; okunmamış, hor görülmüş şiirleri.

Aslında okunmamış şiirlerdir insanlığa ışık tutan,

Bu yüzden mi her yer karanlık?