tahran’ın en güzel gözleri senindir

ve geceme doğan sözlerin

bu bir şiir değil

kırmızı mektuptur


geceme yıldız gibi gerilen

ellerin,

ellerin füruğ

tanrının en güzel işi


bırakalım kara yazgısına yenilsin zelda

kara yazgımın

umutsuz kadını

ey; yerin ve göğün sevgilisi füruğ


dudaklarıma değen sözlerin

bu başka bir nigârdır

senin sırtıma çürüttüğün kambur

sevmekti benim de payıma düşen


ve kaldı ki geriye

yasemin çiçeğinin kokusu

ne kaldı geriye

kalbimden başka

ki;

o da annesiz bir çocuğun gözleri gibi

yalnız ve karanlık


o en sevdiğim

anneannemin saten gençlik gömleğinin

yakasına diktim seni

artık her giydiğimde

daha bi' güzel

daha iyi bi' kadın oluyorum


senden sonra bana

üzgün üzgün

bir duvarı izlemeler yaraşır artık


sırtımı dayadığım bu ağaç sen misin?

ve soluduğumuz bu bayat hava mı

kederlendiriyor bizi?

yoksa

füruğ sahi,

yoksa kapının dışına konulan bir merhumun ayakkabısı mıdır yüreğimiz?

ve bu mu kederlendirir bizi?

kalbim öldü,

ayakkabılarımı dışarıya koy füruğ


seninle geçen fasl-ı şitâ

bil ki bahardır

bundan böyle

bir kedinin boynuna sırnaşır ömrüm


güzel adını zikreyleyen

allah'ın en sevgili kulu olur

olur, kül olur

güzel adını zikreyleyen/