kalem kurşun-
kara, kara gömlek giyinmişim ben
dilim
hep bakır, yağmur gibi hep;
tütüyor nemli.
gözlerimden henüz
yeni ordular, ardısıra aradığım
eşitlik -makinası-
altı patlar ellerinde;
-ki devasa elleri ve çelik-
daha yeni geçtiler;
doğum yapan kadınlara gidiyorlardı.
sesleniyorum bana;
ey bafır:
sayılamayacak kadar
çoğ;
ölmeyecek kadar diri
ve affedilmeyecek kadar suçlusun.
çürüyor yanlarım
erkekçe döğüşlere gitmeye-gitmeye
alıştım artık
çürümenin o
morlu, turunculu;
o dingin ve sızılı dişlerine.
etime geçen ışık
patlayıcı değil midir;
ben bütün gövdemle döndüğümde.
ya deve dursaydı
benim evimin önünde
seni alır mıydım
sonsuzluk gibi soframa
bölüşür müydük;
tahımları, tuzu ve cenneti?
ey
gönlüm benim;
sen şimdi ölü bir dilsin
seni anlayanlar
hiç konuşmadan ve susarak inadına
öyle bırakıp seni dar meydanlara
gittiler;
yıldızların kopan ışığına.
Haneke
2023-04-15T10:04:32+03:00Şiirlerinizi özlemişim. İyi geldi...