nasıl da hüzün çökmüştür şimdi o düşsel tarlaya
hüzün;
söyleyecek çok şeyi olanların
ama yutkunup söyleyemeyenlerin atası
ondan yaratıldık biz
gezip durduk çağlarca
o yara senin bu yara benim
o kadar derinlere düştük ki
bir daha bulunamadık.