Duygularım,
Demir parmaklıklara vurup suçsuzluğunu haykıran bir mahpus misali
vuruyor göğsüme.
Yine kendimden çok eksiğim,
Bir musalla taşı kadar soğuğum
ömrümün orta yerinde.
Toplayamıyorum artık kırıklıklarımı düştüğü yerlerden,
Yarattıklardan memnun olmayan tanrının öfkesi gök gürültüsüne benziyor haykırışlarım.
…
Bilmiyorum,
Bir ağaç dibinde kaç gece durabilirim,
yıldızlara dokunabilir miyim,
aya sarılabilir miyim acaba?
sarsa üzerimi yaprakları ağacın
rüzgarı serip kaç gece uyuyabilirim koynunda.
…
Yoruldum,
çekerken tesbihini hatalarımın.
Artık, Didem’in kitaplarında bir ayraç olabilirim,
bir kuşun gagasındaki çalı,
ya da Tezer’in çocukluğundaki o soğuk geceler.
…
Çok severim,
Dibinde aşıkların oturduğu bir sokak lambası da olabilirim,
Kırk iki şehir gezip hiç bina görmeyen bir trende ölebilirim mesela,
Omuzlarında gezmeyeceğim yaşayanların veya
kimsenin mezarına komşu olmayacağım.
kendimi bir papatyanın dibine gömebilirim mesela.
…
Resim: @Rukenal
@bazenkitapbazenresim