Bu yüzyıla ait değilim. Hatta bu yüzyıldan nefret ettiğim dahi söylenebilir. Ve sanki insanlar ve doğa ana bu yüzyıldan nefret ettiğimi fark ediyor gibi. Üstümde yoğun bir dışlanmışlık duygusu var. Birileri tarafından değil. Dünya ve evren tarafından…


Sanki evren bu nefretimi hissediyormuş ve beni dünyasında istemiyormuş gibi hissediyorum. İstenmediğin yerde durmak insana kendini çok çaresiz ve sefil hissettiriyor. Sadece bunu bilir, bunu söylerim. İstenmediğimiz yerde neden kalırız veya ısrarla kalmak isteriz ki?


Gürültülü bir sessizlik işitiyorum dört duvar arasında. Sanki varlığımı sadece bu yalnız duvarlar arasında devam ettirebilirim. Odamın dışı varlığım ve hayatım için tehlikeli gibi. Bu odanın dışında nefes alamıyormuşum gibi. Bazen de sokaklara ait hissettiğim olur. Odama girip yalnızlığa hapsolmak istemediğim zamanlar… Dört duvar arasında yaşayamayacağımı düşündüğüm zamanlar. Ama bunu kimse anlamaz. Aylaklığı sevdiğimi düşünürler. Bilmezler ki sadece iki yerde yaşama isteği duyabiliyor ve sadece bu iki yerde dünyaya katlanabiliyorum. Ne zaman anladılar ki? Sebebini ne zaman sordular?


Kırgınım. Hem de fazlasıyla… Beni anlamayan, beni duymayan veya dinlemeye bile tenezzül etmeyen insanlara. Bazen en yakınımdakilere bazen ise hiç tanımadığım kişilere. Dünyaya kırgınım. 13.8 milyar yıllık zamanda denk geldiğim bu yüzyıla kırgınım. Bazen hüzünlü biten bir kitaba kırgınım. Ruhumu kırgınlıklar oluşturmakta sanki. Kısacası beni üzen –canlı veya cansız- akla gelebilecek her şeye kırgınım. Hadi anlamamak tamam da, en çok da beni dinlemeyen insanlara kırgınım. 


Kendime de kırgınım. Hadi eyvallah deyip “Gidiyorum Elveda” şarkısını söyleyemediğim ve istenmediğim bir yüzyılda, dünyada yaşamaya devam ettiğim için.


Teşekkürler Tanrım! Beni hâlâ yaşattığın için…


Kendimi bildim bileli hep oyunun dışında hissettim. Hani sokaklarda oyun oynayan çocukları izleyen yalnız, dışlanan çocuk var ya, işte hep öyle hissettim. Sanki bir topum olsa beni de oyuna alacaklarmış gibi… Belki gereksiz bir duyguydu, tamamen kendi kuruntumdu ama bilmiyorum, yıllarıma hep bu his eşlik etti ve etmeye de devam ediyor. Sanki ölene kadar hep gölgemle birlikte peşimden gelecekmiş gibi.