Rûhu aşan uğultular, nereye ulaştı?
Dumanı tüten trenler, yolda mı kaldı?
Yaşı kalmamış gözler, bir kez güldü mü?
Nutku tutulan sözler vardı, rafa kaldırdığın.
Bir ânda, yakandan tutup uçurumdan attı mı seni?
Karanlık çökünce mûm diye yaktığın o muştu,
İçini okşayıp neşe üfledi mi yorgun ellerine?
Unutma, kaçmaya çalıştığın yağmura yakalanırsın.
Bir gün, güneşe doyamadığın mahzûn bir akşam.
Bir gece, tatlı uykuna dalmana ramak kala.
Rüzgâr, b'ağrına vururken; acımadan...