Aynaya baktım, bir çelenk gibi rengârenk değilim artık.
Evvelde, yankılanan bir umudun nefesinin sesiydim.
Bir roman yazacak kadar çok cümle birikti içimde.
Şimdi, sen kimsin diye soracak olursan;
Yağmurun hîç uğramadığı kurak bir iklîm.
Güneşin hîç değmediği karanlık bir köşe.
Yanaktan akan yaşın sönmeyen alevi.
Ağaçtan düşen yaprağın koyu hüznü.
Var olmaya çalışan koskoca bir boşluk.
Sayfalara sığmayan bir kifâyetsizlik...
Loş bir ânda oturuyor, gönlüm ve ömrüm.
Işıkları açsam gözlerim yanar, kanar.
Kapatsam oracıkta ölür, gömülürüm.
Yeri yurdu belli olmayan bir toprak düşün.
Ben, o toprağın içindeki ışık zerresiyim.
Hakan Akçin
2025-01-17T23:43:36+03:00Samimiyetle şiirin her yeri ayrı güzel. Topraktan ışık zerresi yeşerme ihtimali de güzel. Var olma telaşında ki yokluk ayrı güzel ama başlık her şeyden güzel. Şu soru öyle ürpertici bir soru ki insan duyunca, okuyunca şu dize de kalıyor. " Loş bir ânda oturuyor, gönlüm ve ömrüm." Kalmıyor, dehşete düşüyor insan. Ömrünüze, ilminize, kaleminize ayrı ayrı bereket...