Sesini duymak için defalarca geçtim hiç adım atmadığın bu sokaklardan
Kaldırımların eskimiş taşlarını sayıp
Eksilmiş taşlara hikayeler uydurdum
Pencerelerden dökülen açelya kokularıyla ıslandım
-Oysa ne çok isterdim kırmızı bir güle kandaş olmayı-
Sesini aradım köhneyen bir sessizlikte
Yarım bırakılmış bir şişede
Açık kalmış bir pencerede
Yavrusunu yiyen bir anne kedide
Yavrusunu azarlayan bir anne insanda
Yavrusunu besleyen bir anne serçede
Sesini aradım okul önlerinde
Ürkek liseli aşkların kuytu buluşmalarında
Kopyalanmış felsefe notlarında
Duman altı bir on altı yaşında
On üçünden sonra aldanmışım
Şimdi eşkâlsiz, kayıp bir ses arıyorum
Sesime ses olan sesini...
Çocuk seslerinden geçtim çocukluğuma
-Ne kadar da çocukmuşum!
İnanmanın en kolay zamanıymış-
Sesinle uyumuş, sesinle büyümüşüm
Sesinle bilmişim aşkı
-Çocukmuşum!
Bilmemişim...-
Senin sesinle yürüdüm denize, dağa
Senin geçmediğin patikalardan
Bu gölgeler seni öptüğüm gölgeler değil
Siyahın asil ürkünçlüğü girmiş düşüme
Nerede bir karanlık bulsam
Sırattan evla bir ateş tutuşur sesinle aramda
Gecede kalan gölgenle buluştur beni
Tutuştur, sesini sesime eşleştir
Ay sönmeden dağla gözlerimi
Bu geceler seni sardığım geceler değil
Seni sardığım gecelerde vur sesini ağzıma
Bir gelincik direngenliği aradım sesinde
Sığ bir boğaz esintisiyle savrulan sesini değil
Bir kartal gibi kör vadilere meydan okuyan uçurum heybetli sesini
Düşürsen de güneşten, cehennemin yedi katlı uçurumlarına
-Aramaktan vazgeçmem
Fakat
Elinden tuttuğum uçurum ağzı bu değil-
Vakitsiz bir cinayet telaşı var sesinde
Bilirsin
Ölmüşlüğüm yeni değil
Adımı seslen yeter
Dirileceğim...
Öktem Gündoğan
2021-12-02T12:43:00+03:00Server Fethi Bey, beğeniniz için çok teşekkür ederim. Var olun 🙏
Server Fethi
2021-12-02T11:21:36+03:00Bu gölgeler seni öptüğüm gölgeler değil
Siyahın asil ürkünçlüğü girmiş düşüme.
Güzeldi, kaleminize sağlık.